İSTANBUL’DA DENİZ VAR MI?


İSTANBUL’DA DENİZ VAR MI?


Kuşkusuz bu soruya hepimiz "tabii ki var" yanıtını veririz. Dahası, ağızlara sakız olmuş “üç tarafı denizle çevrili” tanımlaması, İstanbul için yetersiz bile kalır. Asya ve Anadolu’da iki yarımadadan oluşan kentin, aslında 6 tarafı; hatta Haliç’i de hesaba katarsak, İstanbul'un 6’dan fazla tarafı denizle çevrili. Ama biz, başta “ulaşım” olmak üzere her konuda "deniz"i doğanın bize bahşettiği bir imkan olarak değil de önümüze çıkardığı bir engel olarak gördüğümüz; o çok meraklısı olduğumuz karayolunun denize ulaştığı her yere liman-iskele değil de köprü yapmaya kalktığımız için; denizle çevrili olmak coğrafi bir özellik olarak kalmaktan öteye gidemiyor.






Bunun son örneğini 17 Ağustos Cuma günü ilk seferini yapacak olan Kartal-Kadıköy Metrosu ile ilgili gelişmelerde görüyoruz. Bu konunun bir yanını daha önce de yazmış ve Kartal-Kadıköy Metrosu’nun her sabah Kadıköy’e indirdiği binlerce yolcunun kentin diğer yakasına nasıl geçeceklerini sormuştum.
Çünkü görülmekteydi ki ortalarda ne yeni gemi ve iskeleler, ne de bu yeni duruma ilişkin bir düşünce, planlama, hazırlık vb. hiç bir şey yoktu. O zaman sorduğum diğer bir soru da, “biraz gayret gösterilip Metro’nun işletmeye alınması 2 ay öne çekilse ve Boğaz geçişi talebinde Köprü onarımının doğurduğu artışın bir bölümü denizden karşılansa iyi olmaz mıydı?” idi.

  

Bunlara “resmi” yanıtlar almak mümkün olmadı ama Büyükşehir Belediyesi’nin 16 Ağustos tarihli gazetelerde yer alan tam sayfa ilanı ve Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir TOPBAŞ imzası ile gazetelerde yayınlanan duyuru, gerçeği bütün çıplaklığıyla gösterdi.



Büyükşehir’in DAHA HIZLI ULAŞIM TAM ENTEGRASYONLA GELİYOR şeklinde oldukça iddialı bir başlık taşıyan ilanı, Metro’nun açılışı ile Kadıköy-Kartal arasında ulaşımın 32 dakikada gerçekleşeceğini duyurduktan sonra; başlıkta yer alan “tam entegrasyon” iddiasının ayrıntılarını veriyor: Buna göre, “2013’de Marmaray’ın Yenikapı’da Metro, Metrobüs, Tramvay, Deniz Otobüsü ile Buluşmasıyla ve Haliç Metro Geçiş Köprüsü’nün Tamamlanmasıyla Tam Entegrasyon Gerçekleşecek” miş.


Gebze’den itibaren Marmaray’ı kullanarak Yenikapı’ya gelecek yolcular deniz otobüsüne binip Anadolu yakasına geri mi dönecekler? Yenikapı'dan Bakırköy dışında kentiçi ulaşıma hizmet eden başka hangi hat var? Bu projenin kentiçi ulaşımda denizyolunun da kullanılmasıyla, dolayısıyla “tam entegrasyon”la ne ilgisi var? Yenikapı terminalini kullanarak Bursa’ya, Mudanya’ya, yazları Avşa ve Marmara Adaları’na gidecek yolcuları Marmaray’la Yenikapı’ya taşımak yerine, Anadolu yakasındaki İDO iskelelerinden uygun birinden de gemi kaldırmak daha akıllıca (en azından daha hızlı) değil mi?

Sayın TOPBAŞ’ın imzası ile yayınlanan duyuru ise bu açıdan daha da vahim özellik taşıyor: “İstanbul için bir gelecek hayali” olduğunu belirten ve bunu “İstanbul’u ve İstanbullu’yu, trafiğin çileye dönüşmediği bir geleceğe taşımak” olarak tanımlayan Sayın TOPBAŞ’ın iki sütuna tam sayfa ve tam 283 sözcükten oluşan açıklamasında, bir kez dahi olsun “deniz” sözcüğü yer almıyor. “İstanbul ulaşımının toplu taşımayla rahatlayacağına ... inandığını” ifade eden Başkan, kentiçi ulaşıma ilişkin temel parametrelerin (konfor, taşıma bedeli, güvenlik, güvenilirlik, hız vb.) hemen hemen tamamı açısından toplu taşımaya en uygun ulaşım sistemi olan denizyolu ulaşımının sözünü dahi etmiyor.

Bütün bunlar, kentiçi ulaşımda %2-3 dolayında olan denizyolu payının yıllardır neden artmayıp yerinde saydığını, kentin iki yakası arasındaki yolculuklarda bile denizin payının %20’yi bir türlü neden aşamadığını ortaya koyuyor.

Yeniden başa dönelim: Evet, İstanbul’da tabii ki deniz var. Ama galiba esas sorunumuz, bu gerçeği kenti yönetenlerin de görmesini bir türlü başaramış olmamız...







Hiç yorum yok: