HALİÇ KÖPRÜSÜ NEDEN ÇÖKTÜ?


Haliç Köprüsü Neden Çöktü,
Etkilenen Başka Yapı Yok mu?

29 Mayıs 2012




Bu 29 Mayıs'ta İstanbul’un Fethi’nin 559. Yıldönümü kutlandı.

Fetih hatırlandı, Fatih ve ecdad anıldı. Törenler kutlamalar yapıldı; ama aslında işin “tören” kısmı bizi çok da ilgilendirmiyor.

Gemi mühendisleri olarak bizi esas ilgilendiren, bu konu ile bağlantılı başka bir şey. Bilenler bilir; o zamanlar Kadırga'da bulunan bir tersanede denize indirilirken batan gemiye kızan Fatih'in verdiği emirle Fetihten sadece 2 yıl sonra kurulmuş Tersane-i Amire.




Yani, Hasköy'den Unkapanı Köprüsü'ne kadar uzanan ve daha sonraları İstanbul Tersanesi (Marine Arsenal of Constantinople) ya da Haliç Tersanesi olarak anılan ve bilinen Tersane-i Amire'nin bu yıl 557. kuruluş yıldönümünü kutluyoruz. Diğer bir deyişle, kuruluştaki işlevini (gemi yapım ve onarımı) 557 yıldır hala aynen sürdüren ve bu yanı ile dünya üzerinde ikinci bir örneği bulunmayan bu tarihsel sanayi mirası bizlere emanet edilmiş.

Peki bizler, her yeri geldiğinde ağzımızda sakız gibi çiğnediğimiz ecdadımızın bize bıraktığı bu eşsiz mirası korumak ve gelecek kuşaklara devretmek konusunda yeterli duyarlılığı gösterebiliyor muyuz?

Kim neye dayanarak aksini ileri sürmeye kalkarsa kalksın, biliniz ki bu sorunun yanıtı -ne yazık ki- "evet" değildir.

Bu eşsiz dünya mirasını yok etmek, zaten aslında artık bir “yaşayan müze” durumunda olan bu bölgeyi “müze” kisvesi altında değiştirmek, dönüştürmek;  “çay bahçesi”, “lokanta”, “belediye sosyal tesisi”, “sinema platosu”, “müze”, sözüm ona “eğitim tesisi”, kısaca içinde “üretim”in sözü edilemeyecek ama “rant”ın mutlaka olduğu her ne varsa yerine onu geçirmek için yapmadığımızı bırakmadık. Her saldırı püskürtüldü, ama yine de birilerini bundan vaz geçiremedik.

*   *   *
Bugün bu konu sadece Fethin Yıldönümü nedeniyle mi akla geldi; HAYIR. Tersane-i Amire’yi bugün yeniden gündeme getiren vahim bir gelişme var:
Daha bir kaç hafta önce Haliç Köprüsü’ne olanları duymayan kalmadı. Ama üzerinden yeteri kadar zaman geçtiği halde köprü bağlantılarının neden koptuğu, neden 17 cm.lik bir çökmenin oluştuğu açıklanmadı. Her zaman olduğu gibi muhtemelen yine “kamuoyu nasıl olsa unutur” diye düşünülüyor ama; bu sorunun doğru yanıtı, ileride kimsenin unutamayacağı kadar önemli ve vahim bir durumun ortaya çıkmasına neden olabilir.
Daha açık olan soru şu: Köprüde meydana gelen olumsuzluğun nedeni, yeni yapılmakta olan Metro Köprüsü kazıklarının çakılması işlemi olabilir mi? Eğer öyle ise bu etki sadece onunla mı sınırlı kalmıştır; çevrede başka etkilenen yapı yok mudur?
Biraz daha açık soralım: Çevrede mevcut olan en önemli tarihi yapılardan olan Tersane-i Amire, kazık çakma işlemlerinin doğurduğu titreşimi hissetmekte ve/veya ölçerek kayıt altına almakta mıdır? Bu olayda Haliç Tersanesi’nin tarihi taş havuzları herhangi bir hasar görmüş müdür; taban ve duvarlarında çatlaklar oluşmuş mudur, bu açıdan sürekli olarak izlenmekte midir? Havuz kapak ağzı açıklıklarında bir değişim olup olmadığı kontrol altında mıdır? Gerekli ölçümler sürekli ve düzenli olarak yapılıp sonuçları kayıt altına alınmakta mıdır?
557 yıldır hala sanayi faaliyeti yürütülen, dünyanın en eski ve yaşayan tek sanayi müzesi durumundaki bu tarihi mirasın üretim dışına itilerek bu eşsiz özelliğinin ortadan kaldırılmasına, yani yok edilmesine neden olacak bu “dünya felaketi”ni bir yana bırakalım. Yarın öbürgün havuz kapaklarından biri atarsa, ortaya çıkacak ölüm ve kayıpların hesabını kim verecek?


Hiç yorum yok: