DENİZ’İN FARKINDA MIYIZ?
Ya da -bir kez daha- “İstanbul’da
Deniz Var mı?”
9 Şubat 2013 tarihli Hürriyet
gazetesinin ekonomi sayfalarında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın
Mimar Kadir Topbaş ile yapılmış bir söyleşi yayınlandı. Fatma Aksu tarafından
gerçekleştirilen söyleşide Sayın Topbaş, “İstanbul
ulaşımında entegrasyonu sağlayacak
olan önemli projelerin tamamlanma aşamasına geldiği” ni belirtiyor ve bu
nedenle Sayın Topbaş'ın “bugünlerde farklı bir heyecan yaşadığı” ifade ediliyor. Konuşulan ulaşım entegrasyonu projeleri arasında
ise, Kadıköy-Kartal Metrosu’nun ardından sırada olan Marmaray, Haliç Metro
Köprüsü, Esenler-Bağcılar-Olimpiyat Köyü metrosu var. 2016’ya kadar yapılacak
raylı sistem yatırımlarını anlatan Sayın Topbaş, “İstanbul’u 641 kilometrelik metro ağı ile saracağız. 2016 yılında 7
milyon kişi raylı sistem kullanacak” müjdesi veriyor.
Hatırlanacaktır, aynı gazetenin 5
Şubat 2013 tarihli sayısında yer alan köşe yazısında Sayın Gila Benmayor, İTÜ İnşaat Fakültesi’nin değerli öğretim üyelerinden
Prof. Dr. Haluk Gerçek’in İstanbul
ulaşımı ile ilgili bazı değerlendirmelerine yer vermişti.
Sayın Gerçek, İstanbul’da bugün trafiğe
kayıtlı 3 milyon motorlu araç olduğunu; nüfus artışına paralel olarak bu
sayının 2023 yılında 7 milyona ulaşacağını belirterek; “7 milyon araçlık bir trafiği hiçbir yol, tunel ya da köprü
rahatlatamaz” diyordu.
Sorun böyle konunca da, insanın aklına hemen, ortasından deniz geçen
tek kent olan İstanbul için kaçınılmaz olarak peki ya deniz ulaşımı? sorusu geliyordu. Sayın Gerçek’in bu soruya
yanıtı ise “yeni yerleşim alanlarının
kıyılardan uzak, kentin kuzeyine yoğunlaşması ve bir çok iskelenin kapatılması
ve vapur seferlerinin de azaltılması nedeni ile deniz ulaşımından sadece
300.000 kişinin yararlanmakta olduğu” şeklindeydi.
* *
*
Kentiçi ulaşım dendiğinde akla ilk gelen birkaç uzmandan biri olan Sayın Gerçek’in, deniz ulaşımının bu acınılacak durumu konusunda çok daha fazla ve ayrıntılı söyleyeceklerinin olduğunu; daha önce defalarca kendisinden dinlemiş birisi olarak yakından biliyorum. Ya bu görüşmenin yer aldığı toplantının zaman ve zemini, ya da bu önemli toplantıyı ve konuyu kamuoyuna iletme görevini yerine getiren Sayın Gila Benmayor’un köşe yazısının imkanları, ancak bu kadarına elverdi sanıyorum.
Zaten bu yazının amacı da bu “eksik”i kapatmak; sorunu
bütün ya da diğer boyutları ile ortaya koymak değil. Üstelik bu yazının
imkanlarının da buna elvermemesinin ötesinde, aslında pek gereği de yok. TMMOB
İstanbul İKK tarafından 2010 yılında düzenlenen KENT
SEMPOZYUMU’na sunulan ve konunun bütün yönleri ile ele alındığı bildirinin
bant çözümüne, dileyenler aşağıdaki adres üzerinden kolaylıkla ulaşabilirler.
* *
*
Tekrar başa dönersek; Fatma Aksu ile yaptığı söyleşide, 2014’de yapılacak seçimlerde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na yeniden aday olmayı düşündüğünün sinyallerini veren Sayın Topbaş’ın bir taraftan “ulaşımda entegrasyon” kavramını sık sık dile getirirken; bir gazete sayfasının nerede ise tamamını kapsayan söyleşide bir kez dahi olsa “deniz” sözcüğünü ağzına al(a)mamış olması, sorunun esas kaynağını ortaya koymuyor mu?
Peki ya gemi yapımcılar, denizciler, onların meslek örgütleri, meslek toplulukları vb…
Yaklaşan yerel
seçim öncesinde Sayın Topbaş’a -ve mutlaka muhtemel diğer adaylara da-
İstanbul’un -iki yarımadadan oluştuğu düşünüldüğünde- altı tarafı denizle
çevrili bir deniz kenti ve İstanbul’u eşsiz kılanın, ortasından denizin geçmesi
olduğunu; Boğaz’ın sadece -artık ne kadarının kaldığı şüpheli bile olsa- eşsiz
güzellikleri ile değil, kentiçi ulaşıma katkısı ile de var edilmesi gerektiğini
hatırlatmayı akıl edebilecekler mi?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder